ANTİPATİ değil EMPATİ
1.Sadece tabiatın desteklediği, ama ait olduğunuz insan türünün gözünde bir uzaylı ya da yaratık gibi algılandığınız cinsel kimlikle dünyaya geliyorsunuz.
2.Akla karanın henüz belirginleşmediği, ilerde bol bol anacağınız çocukluk yıllarınızı yavaş yavaş geride bırakırken ergenlik yıllarınızın, altını daha belirgin çizmeye başladığı aşk ve cinsellik gibi hayatın en can alıcı kavramlarıyla çoğunluğun onaylamayacağı bir biçimde tanışıyorsunuz.
3.Bir yanda çoğunluğun güle oynaya yaşadığı ya da desteklendiği, tek geçerlilik arz ettiğine karar verilmiş bir ilişki biçimi olarak zıtcinsellik sürekli gözünüze sokuluyor. Öte yanda son derece insani, sonradan adının aşk olduğunu öğreneceğiniz bir duygu yaşınızla birlikte hatlarını sivriltiyor ve muhatabına bile açılamadığınız ilk depresif kıpırdanmalar baş gösteriyor.
4.Duygudaşlarınızdan belli bir seviyenin üzerinde entelektüel ve bilinçli olanların kendilerini ifade ettiklerini görünce özgüveniniz yerine geliyor, ama onların nasıl aşağılandığını ve alaya alındığını görünce tekrar tüm karanlığı ve derinliğiyle ininizi boyluyorsunuz.
5.Ve tüm bu olumsuz şartlara rağmen sanata, modaya, estetiğe, felsefeye, politikaya…kısacası çoğu insani meseleye olan duyarlılığınız bile tırnak işareti içinde anlatılıyor.
6.Gazetelerde cinayete kurban gitmiş daha talihsiz bir eşcinselin katili ‘eşcinseldi, hakim bey’ diyerek öldürme özgürlüğü istiyor; ama siz sevme-sevilme özgürlüğü isteyemiyorsunuz. Çünkü Türkiye hazır değil!
Türkiye neye, ne zaman, nasıl hazır olacak? Anlamak mümkün değil.
No comments:
Post a Comment