Okuduğum bir mail üzerine yazıyorum. Üzücü bir maildi. Bir psikolog eşcinselliğin bir hastalık olduğunu, üçüncü bir cinsiyet olduğunu ve değiştirilebilir, tedavi edilebilir bir durum olduğunu düşünüyormuş, onu dile getirmiş. Ehh, üzüldüm yani. Bunu bir tıp insanı söylüyor. Ayrıca, düzelttiği insanlar da olmuş. Onun eline düşenlere ne kadar yazık olmuş! Ne acı bir durum!.. İnsanları belli kalıplara sokuyoruz hep. Sen öyle olamazsın, olmamalısın, böyle olmalısın, diyoruz. Hayattaki renklere saygı duymuyoruz. Ya hep siyah ya hep beyaz... Başka şeklini düşünemiyoruz çünkü bize öğretilenler bunlar. O renklerdeki güzellikleri aramaktan değil, algılamaktan bile aciziz. Çok yazık!.. Eşcinselliği geçtim, eşcinsellik kavramının hiç olmadığını varsayalım... ben neden bir erkekten hoşlanmayayım ve neden sevgi ya da aşk beslemeyeyim? Kim karışabilir buna? İşte böyle psikologlar karışır, işte bu psikolog gibi düşünen insanlar karışır, laf atar, eleştirir, düzeltmeye çalışır, .iker, küçük düşürür,... vs.
Ayrıca Amerikan Psikoloji Derneği(APA)'nin zamanında(26 Şubat 1990) "eşcinsellik" için açıkladığı metni buraya da ekleyeceğim. Okuyanlar için ek bir bilgi olsun diye.
Böyle psikologlar, doktorlar olmaması dileğiyle!..
İşte açıklama;
"Eşcinsellik ne bir hastalıktır ne de moral bir yoksunluktur. Sadece toplumdaki bir azınlığın sevgiyi ve cinselliği ifade tarzıdır. Geyların ve lezbiyenlerin , ruhsal olarak sağlıklı oluşu birçok araştırma ile belgelenmiştir. Araştırmalar cinsel yönelimin temelinin yaşamın ilk yıllarında hatta olasılıkla kısmen doğumdan önce atıldığına işaret etmektedir. Eşcinselleri "onarma" girişimleri psikolojik üniformaya bürünmüş sosyal önyargıdan başka bir şey değildir. Cinsellik ve cinsel yönelim, varlığımınızın temel unsuları olarak kişisel koheziflik duygumuzun ve dünyada rahat ediş düzeyimizin önemli belirleyicileridir. Eşcinselliğin bir hastalık veya ahlaksızlık olduğu varsayımı, bu azınlığa dahil bireyler için kendini ifade etme, sevme ve insanlığa bağlılığın en derin formlarını acı çektirici bir suçlanma ve kendinden nefret etme yoluyla bu an bir duygusal, sevisel ve spiritüel hapishane yaratır. Sağlıklı ve kendi insanlığı ile barışık heteroseksüeller, eşcinseller nedeniyle içsel tehdit yaşamazlar. Sağlıklı heteroseksüeller, eşcinselleri baskı altına alma gereği duymazlar. Sağlıklı heteroseksüeller eşcinselleri "onarma"ya kalkışmazlar. Bu gün toplumun karşısındaki esas mesele neden insanların birbirini belli bir şekilde sevdikleri veya bu sevgiyi aradıkları değil, nasıl olup da bazılarının sevmekte bu kadar yetersiz olduğudur."
Sevgiler,
No comments:
Post a Comment