Saturday 27 November 2010

Thursday 18 November 2010

Mevlana'dan..

İran'lı şair demiş ki; "Aşk'a uçma, kanadın yanar!",
Mevlana da yanıtlamış; "Aşk'a uçmazsan, kanat neye yarar ?".

Diğer söyledikleri;

"Yemek dolu karın, şeytanın pazarıdır."

"Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır."

"Ayın geceye sabretmesi, onu apaydın eder. Gülün dikene sabretmesi, güle güzel bir koku verir."

"Ehil olmayanlara sabretmek, ehil olanları parlatır."



Ve bir Rubai(dördül)sini paylaşacağım son olarak:

Aşk, özge ateştir: ısınır onda ayaz;
Yandıkça o, taşlar yumuşar, sert kalamaz.
Varsın aşık günaha girsin, hoş gör:
Sevda şarabından içmiş, arlanmaz.

Tuesday 16 November 2010

Elif Şafak ve Eşcinsellik

Elif Şafak'ın eşcinsellik hakkında yazılarını, düşüncelerini paylaşmak istedim bu sefer.

1. Bu dünyada eşcinsel olmak
2. Röportajı
3. Baba, ben eşcinselim!

Monday 8 November 2010

Yeni bir albüm buldum!

Merhaba, merhabaaa!.. :)

Yeni bir ismi tanıştırmak istiyorum, Jehan Barbur! Masalsı müzikle sesini birleştiren güzel bir kadın o. 2009'da "Uyan" isimli, 2010'da -yeni çıkan- "Hayat" albümü ile müzik marketlerde ve bilgisayarlarımızın arşivinde yerini aldı.

Size hemen ulaşabilesiniz diye 2010 albümünü indirebilesiniz diye bir link ekliyorum: http://uploading.com/files/8c752c2f/Jehan.Barbur.Hayat.2o1o.320Kbps.rar/

Şimdiden iyi dinlemeler, indirmeler... :)

Güzel bir albüm yeni albümü! Beğendiğim parçaları ise; "Gidersen" , "Neden" , "Her Görüşte Yeniden Aşk"... Diğerleri de elbette çok güzeller ama en gözüme batanlar bunlar.

Hadi tekrardan iyi dinlemeler diliyorum...

Monday 25 October 2010

Nahide Ekengil - İZLENMELİ







Disko Kralı'nda Cumartesi gecesi ilginç anlar yaşandı. 'Nahide Ekengil' takma adıyla programa katılan oyuncu Nihal Yalçın ile şarkıcı Aslı Kökçe ile tartışması herkesin diline düştü.
Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü? filmi ve Avrupa Yakası dizisinden tanınan oyuncu Nihal Yalçın, yeni sezon ile beraber Disko Kralı programında "Life Sux" bölümünü sunmaya başlamıştı. Geçen hafta şarkıcı Mercan'ı köşeye sıkıştıran Yalçın'ın bu haftaki hedefi, Aslı Kökçe'ydi.
Programa 'elektro-pop' albümü çıkarmış bir şarkıcı olarak, 'Nahide' takma adıyla, katılan Nihal Yalçın, soğuk duruşuna rağmen yaptığı espriler ile herkesi şaşırtmayı başarırken, kendisine laf atan Aslı Kökçe'yi de bozmayı ihmal etmedi.
"ARKADAŞ STAND-UP FALAN YAPSIN!"

12 sene önce Okan Bayülgen'in programına katılan ve bu programdaki görüntülerin izlenmesini isteyen Kökçe, araya giren 'Nahide'yi önce durdurmaya çalıştı. 'Nahide' ( yani Nihal Yalçın) de buna aldırmayıp 'çıkardığı' albümü tanıtmaya çalışınca olanlar oldu. Durumdan rahatsız olduğu anlaşılan ve Nahide'nin aslında Okan Bayülgen'in ekibinden birisi olduğunu bilmeyen şarkıcı Aslı Kökçe, seyirci desteğini arkasına alan 'rakibi' karşısında ne yapacağını bilemedi.

"Arkadaş stand-up yapsın!" diyerek Nihal Yalçın'a gönderme yapan talihsiz şarkıcı rahatsız olunca, reklamlardan sonra Nihal Yalçın programdan ayrılmak zorunda kaldı.

Bugün, Twitter hesabından bu olayı yorumlayan Kökçe, "Dizi izlemeyi sevmiyorum... Ve yapılan makyaj dolayısıyla orda Nahide'yi tanıyamamak yanlış bişi değil." "Türkan Şoray'ımı tanımadım da bu kadar alay konusu oluyor." dedi.

Kaynak: www.haberaktuel.com

Sunday 17 October 2010

Oscar Wilde - Dorian Gray'in Portresi 'nden

"Sevgili yavrum, ömürlerinde tek bir kez sevenlerdir asıl sığ olanlar. Onların vefa, sadakat diye adlandırdıkları şeyi ben, ya alışkanlığın verdiği rahatlığa ya da hayal gücünün yokluğuna bağlarım. Zihinsel yaşam için tutarlılık neyse duygusal yaşam için de vefa odur: basit bir yenilgi itirafı. Vefa! Bunu incelemem gerekiyor günlerden bir gün. Başkaları alır diye korkmasak çoktan atacağımız bir sürü şey var. Ama senin öykünü kesmek istemiyorum. Sürdür anlatmanı." (Sf.59)

"En sıradan çiçeğin açması için dünyanın çile çekmesi gerekiyordu sanki..." (Sf.43)

"Kitap denen şey ya iyi yazılmıştır ya da kötü yazılmıştır. (Sf. 7)

Elif Şafak - Aşk 'tan

"Başkalarının ne düşündüğüne fazla kafa yoruyorsun. Ama bilsen ki başkalarından kabul ve hürmet görmeyi ne kadar çok arzu edersen, onların tenkit ve dedikodularına da o kadar takılırsın."


"Bir anın doğması için bir önceki anın ölmesi gerekir. Yeni bir "ben" için, eski ben'in kuruyup solması gerektiği gibi"

Saturday 16 October 2010

Etkileşimde Dinlemenin Önemi

İnsanların zamanlarının büyük bir bölümü başkalarını dinlemekle geçer. İyi bir dinleyici, söylediklerimizin önemini kavrayabilen bizimle ilişkisini anladıklarını temel alarak kuran kişidir.

İnsanlar niçin karşılarındakileri çok iyi dinlemezler ?
Çoğu kez karşımızdakileri dinliyor görünürüz ama onların söylediklerinin pek azını anlarız. Genellikle kendi iç dünyamızla o kadar ilgiliyizdir ki karşı tarafın sorunlarını, beklentilerini, özlemlerini ve kaygılarını algılayamayız.

Duyduklarımızı anlamak yerine yargılar, çözümler karşımızdakinin temel sorununu anlamadan onu rahatlatmaya çalışırız. Bunun nedeni çok fazla dinlediğimiz için sinir sistemimizin yorulmasıdır. Bu yorgunluk sonucu o anda içinde bulunduğumuz fizyolojik ve psikolojik gereksinmelerle ilgili yiyeceklerle, futbolu seviyorsak maç sonuçlarıyla ilgili konular dikkatimizi çeker.

Bütün söylenenleri dinleyemememizin bir başka nedeni de dakikada 600 sözcüğü kapsayan bir konuşmayı rahatlıkla anlayabilecek bir sinir sistemine sahip oluşumuzdur. Oysa normal konuşma hızı, dakikada ancak 100-140 sözcük arasındadır. Bu nedenle zihin, her dakikada 460 sözcüklük bir zaman süresinde boş kalır. Bu zamanı zihin, kendisinde var olan malzeme ile doldurur. İyi bir dinleyici, bu boş zamanı konuşan kişiyi anlamak için kullanan kişidir.

DİNLEMENİN FAYDALARI ŞUNLARDIR:
1. Karşıdaki kişiyi dinlemek, ona huzur ve güven verir.

2. Dinlendiğini bilen kişi, zihnindekileri olduğu gibi gizlemeden ortaya koyan sorunlarını rahatça belirtebilir, karşı tarafın da onu anlaması kolaylaşır.

3. Dinlemek karşıdaki kişinin sorunlarını anlatırken konunun daha önce farkında olmadığı değişik yönlerini görebilmesini sağlar.

4. Dinlemek, dinleyen kişiye söylenmek istenen konunun özünü kavrama olanağı sağlar.

5. Dinlemek, kişiye karşısındakinin sorunlarının çözümünde yardımcı olabilme olanağı sağlar. Bu nedenle dinlenmek diğer insanlarla etkileşim kurmakta çok önemlidir.

Neden iki kulağımıza karşılık bir dilimiz var ? Çok dinleyelim de az konuşalım diye.

Carl Gustav Jung / İnsan Ruhuna Yöneliş

Bir varsayıma göre, bütün ruhsal olaylar kendi içlerinde karşılarıyla bütünleşir. Bunun çağrıştırdığı atasözleri de şöyle diyor: "Aşırı uçlar birleşirler." , "Her kötülükte bir hayır vardır."

Klasik Çin felsefesi karşıt iki evrensel ilke tanır:
Aydınlığın adı "Yang", karanlığınki "Yin"dir. Bunlardan biri gücünün doruk noktasına ulaştığında, karşıt ilke hemen filizlenir ve coşar. Burada iç çatışkıdan doğan ruhsal bir denkleştirme ilkesinin imgeselleşmiş açıklaması yatar. Bir kültür doruk noktaya ulaştığında, er ya da geç, yıkılma zamanı da gelmiş demektir. Hoşnutsuzluk ve umutsuzluk veren bölünme olgusu, beraberinde yeni bir ışık da getirir.

Bize düşen, hastamızı birliğin sağladığı evrensel ile ilişkilerin kurulduğu alana doğru sürüklemektir. Bir kültür yok olmaz, ancak yaratır.

"Kendi dünyanızın herhangi bir yerinde değilse, başka nerede bulursunuz iyileşme umudunuzu ?"

Friday 15 October 2010

Rumi

“Don’t grieve. Anything you lose comes round in another form.”


Thursday 14 October 2010

Where are you going ?

Travel and staying at everywhere!
Are looking for a vacation in Barcelona, Turkey, Montrèal, New York, Ankara, Istanbul, Paris, Sweeden, Chile, etc. ? Come here and check it out ;)
This information will be too convenient for you! :)

This time i'm gonna share with you some websites which is about staying at home while travelling where you wanted to go.

So, I'm writing down the sites,

1. www.airbnb.com - Air Bed and Breakfast(airbnb)
Their motto is "Travel like a human"
You can find tons of places to stay all over the world.

2. www.couchsurfing.org
Are you looking for a couch ? Go and surf for it! ;)
This is like an old version of airbnb. Of course, there are many people using it around the world.

And this video is about "airbnb"

AB&B Guest Testimonials: Dan A. from AirBed & Breakfast on Vimeo.

Tuesday 12 October 2010

Shame!





Başka bir ilişkili video:


Bu videoyu Brokeback'e benzetip dalga geçmek isteyen bir video:




Well there’s three versions of this story mine, yours and then the truth
And we can put it down to circumstance, our childhood, then our youth
Out of some sentimental gain I wanted you to feel my pain, but it came back return to sender
I read your mind and tried to call, my tears could fill the Albert Hall, is this the sound of sweet surrender?
What a shame we never listened
I told you through the television
And all that went away was the price we paid
People spend a lifetime this way
Oh what a shame.
So I got busy throwing everybody underneath the bus
And with your poster 30 foot at the back of Toys-R-Us
I wrote a letter in my mind, but the words were so unkind, about a man I can’t remember
I don’t recall the reasons why, I must have meant them at the time, is this the sound of sweet surrender?
What a shame we never listened
I told you through the television
And all that went away was the price we paid
People spend a lifetime this way
And that’s how they stay
Oh what a shame.
Words come easy, when they’re true
Words come easy, when they’re true
So I got busy throwing everybody underneath the bus
And with your poster 30 foot at the back of Toys-R-Us
Now we can put it down to circumstance, our childhood then our youth.
What a shame we never listened
I told you through the television
And all that went away was the price we paid
People spend a lifetime this way
And that’s how they stay
Oh what a shame.
People spend a lifetime this way
Oh what a shame
Such a shame, what a shame

Sunday 10 October 2010

JO

Hey, hey, hey!.. This time, Im gonna share different stuff. It's about cooking and recipes...
Well, what does JO mean for you ? Guess! :)
J and O...

Ok, Ok!.. I'm telling the meaning of it ;)
Jamie
Oliver

So, let's go to Jamie Oliver!

Have a good Sunday! :)

Tuesday 28 September 2010

Yakında! / Soon!

Yakında kek satışım başlayacaktır.

Bilgilerinize,

Sunday 26 September 2010

Moka Pot'u nasıl kullanmalıyız ?

Merhaba,

Bir kahve tutkunu(manyağı falan da diyebiliriz) olarak yeni öğrendiğim bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Moka Pot'unda kahve pişirmek. Kahve yerine espresso da diyebilirim ama türkçe olmasını istedim :)

Öncelikle size Moka cezvesi ile ilgili birkaç resim paylaşacağım ;)
Şöyle sıraladım:







İngilizce bir kaynaktan öncelikle nasıl kullanılması gerektiğini anlatan bir yazı paylaşacağım, sonra da aşağıda göreceğiniz bir video'yu... Kendim de biraz anlatmaya çalışacağım, umarım anlatırım :)

Şu video: :)
Bu video, PARISI adında bir kahve üreticisinin Moka cezvesini kullanarak nasıl bir espresso yapılır onu anlatıyor bize.



Moka cezvemiz, 3 bölümden oluşuyor. Alt bölüm suyu koyduğumuz yer, orta bölüm kahvemizi çektikten sonra koyduğumuz yer, üst bölüm ise kahvemizin demlenerek, süzülerek, filtre edilerek biriktiği yer oluyor.
Alt bölümden başlayarak anlatayım. Bu söylediklerimi şu söylediğim yabancı kaynaklı yazıdan alıntı yaparak anlatıyorum, baştan söyleyeyim :)
Alt bölümü suyla dolduruyoruz ilk olarak. Sonra orta bölümü yerleştirip kahvemizi döküyoruz. Döktükten sonra Moka cezvemizi çevirerek kapatıyoruz. İşlem bitti.
İşlem bitti diyoruz ama su ile ilgili küçük bir detayımız var. Çoğu yerde soğuk su ile yapmamızı öneriyorlar fakat eğer zamanımız kısıtlıysa kettle ile suyumuzu tam kaynatmadan alıp alt bölüme dökersek daha az koyulukta bir kahvemiz olur ve daha uzun süre kalıcı bir yalıtım sağlamış olursunuz.

Görüşmek üzere...

not: Moka'yı ilk dizayn eden kişi ve bunu piyasaya süren firma için şu siteye bakabilirsiniz.
not 2: Cappuccino hazırlamak için ise şu videoyu izlemenizi öneriyorum.

Saturday 18 September 2010

"tefekküre dalmak"

Bu yeni öğrendiğim bir eylem, deyim, ne dersek diyelim...
Aşk'ta Şems-i Tebrizi ile Rumi'nin çokça yaptığı şey bu, tefekküre dalmak!
Düşünceye dalmak, derin düşünmek anlamlarına geliyor.
Ne kadar güzel değil mi?

Çoğu zaman ben de tefekküre dalarım, çoğu şeyi içimde biriktirir, çoğunu bir yerlere yazarım ve rahatlatırım yüreğimi, ruhumu. Bazen söylemek istemezsin, bazen de onlar içinde duramaz, çıkartırsın. Bir bakmışsın, karşında duruyorlar.

Tefekküre dalmak, normal, evde oturup bir düşünceye dalmak gibi değil belki de...
Daha çok Hak yolunda düşünmek, düşüncelere dalmak manasında olmalı. Gerçekten düşünceye dalmak, O'nu düşünmek, O'nun hakkında düşünmek, Aşk hakkında düşünmek, vs. vs. daha çoğaltılabilir bu.

Aşk'ı okumayı henüz bitirdim ama aklım hala orada. Bitmemesi için yavaş yavaş okudum. Çoğu kez yapıyorum bu taktiği. Onun içinde biraz daha kalabilmek istiyorum. Sanki bir film izliyorum ya da film setindeyim ama bitmesini istemiyorum. Bir sahne daha çekelim, bir sahne daha...

İçimde tuhaf bir şey var, sıkıntı mı desem..hüzün mü desem.. ne desem bilemedim. Ağlamak geldi içimden bir ara. Bir iki saat önce.

Thursday 5 August 2010

Eternal Sunshine of the Spotless Mind

How happy is the blameless vestal's lot!
The world forgetting, by the world forgot.
Eternal sunshine of the spotless mind!
Each prayer accepted, and each wish resigned


The quote, an excerpt from Alexander Pope's poem "From Eloisa to Abelard" talks about Elosia's desire-- and inability-- to forget her love for Abelard. She refers to herself as a 'vestal'-- a virginal nun, because she has been forced to take orders. She believes that if she were a more faithful nun then she would be able to forget her love, and her lust, and be happy in her confinement.

Sunday 30 May 2010

suffering - Jay Jay Johanson

Autumn is here inside my heart
When there’s springtime in the air
Loneliness is tearing me apart
Being lost makes me scared
I keep on asking the gods above to send my love back to me
Oh please let these days and weeks
Pass by so quickly
Nobody suffers like I do
Nobody else, oh no
Nobody suffers like I do
Nobody else but you
You had to leave, I know
And we knew it would be tough
You said you would be back soon
Soon is not soon enough
Through this waiting in vain
All this darkness and pain
I’ve been crying for you, now I’m dying
When this test is at the end
I hope you’ll understand
That you’re all that I’ve got
Oh darling

Monday 17 May 2010

lola and billy the kid





"Ama kocan yok muuu!.. O daha iyiydi!"
"Tüüü!"

Son sahne çok müthiş, bayıldım.

Sunday 9 May 2010

Murathan Mungan'dan "ERKEK" üzerine...

Unutma!.. hakiki erkek, yüzlerce erkekten meydana gelir.
Zaten bir zaman sonra, yüzlerce erkeğin sana verdiğini bir erkekten beklemeyecek kadar olgunlaşmış olacaksın sen de...
İşte o aradığın, o bir tek erkek, her zaman için hayali bir varlıktır.
Hiç olmamıştır...
Her erkekte, aradığın erkeğin yalnızca bir parçasını bulursun.
Gerçek bir erkek, Allah gibidir, her yerdedir ve hiç bir yerdedir.
Aşk da budur zaten!
Başka bir şey değil!
Aramaktan vazgeç demiyorum, bulmaktan vazgeç...

M. MUNGAN

you wanna move your music ?

come here! and check this out! ;)

Saturday 8 May 2010

the birdcage

this movie comes to me so brilliant, hilarious in that era.

please watch it :)



The Birdcage 1



The Birdcage 2

Monday 3 May 2010

hande

kal kal kal!

hayat geldi, geçmedi fırtına! unutma, bu normal fırtına!
unutma zaman var daha, yaparsın unutma!

hakkınsa mutluluk seni bulur!

kötü bir an için hemen mahfoldum deme!
dalga geç hayatla, kalma kendi kendine!
yolundan şaştıysan, bir daha dene!

Friday 23 April 2010

recently reading








James Baldwin - Başka bir ülke / Another country

23 Nisan

Sevişin çocuklar, öpüşün çocuklar!
23 Nisan Kutluuuu olsunnn... :)

Tuesday 20 April 2010

A Single Man

A Single Man
Tek Başına Bir Adam

Bugün bilet alırken bilet kesen kızla da esprisini yaptığım film başlığını az kalsın yaşıyordum. Bilet alırken filme 25 dakika vardı ve kimsecikler yoktu. Bir tek ben vardım izleyecek. Sonra biraz atıştırdıktan sonra salona geldiğimde birazcık dolmuştu. :( Tek Başına Bir Adam olamayacaktım. Neyse... :)

Hemen bir fragmanı koyuyorum izlemek isteyenlere aşağıya.
Trailer / Fragman
Trailer / Fragman 2

Filmdeki oyuncuları tanıtalım öncelikle. Görselleri göstereyim şimdi :)

Colin Firth




Julianne Moore



and

Matthew Goode




Burada Matthew'in yanındaki Tom Ford!

Colin Firth'ü Bridget Jones' Diary 'den biliyoruzdur. Bilmesek de artık biliyoruz :) Çok yakışıklı olmasa da karizmatik bir herif işte. Christopher Isherwood'un kitabında çizdiği George Falconer karakterini iyi oynamış. Ama iyi bir eleştiri için belki filmi bir kez daha izlemek lazım olabilir. Benim hoşuma gitti. Kendimden bazı parçalar da buldum belki o yüzden hoşuma gitmiş olabilir tabii. :)

Julianne Moore ise Savage Grace (Savage Grace ile ilgili Sundance'ten başka bir fragman)'ten biliyoruzdur. Bu film de çok harikaydı. Müthiş oynamıştı kadın ya. Ben bu kadının gülüşüne hayranım. Çok şehvetli gülüyor ve çok güzel bakıyor. Seks sahnelerinde de bir o kadar başarılı bir hanfendi kendisi! :)Çok beğeniyorum yani. Burada da iyi bir performans göstermiş. Colin Firth de, Julianne Moore da...

Matthew Goode'yi pek tanımıyorum. Bu filmde gördüm o yüzden ona bir yorum yapamayacağım. Ama bu filmle oscar ödülü aldıysa Colin Firth, demekki güzel bir film yapılmış demektir. Bence izlemek lazım. Ben izledim, sıramı savdım. :)

İzlenmesi gereken bir film gerçekten. Geriye dönüşler güzel. Başta pek duygusal gibi gelmiyor ama sonra öyle sahneler var ki (benim ağlayabildiğim) insanın dikkatini çekiyor. Tom Ford'a da bir teşekkür etmek lazım. Filmi finanse ettiği için. Tebrik ediyorum yani. Çok cüretkar sahneler vardı. Önden bir adam bir ara "cık cık.." yaptığını duydum. :)
Madem film izleyeceksin, bir okuyup da gel dimi? Paldır küldür giriyorlar filme sonra da cık cık cık! :D Girme kardeşim o zaman :D

Rahatça eşcinselliği işlediğini görebiliyorsunuz yönetmenin. Eşcinsel bir erkeğin bir erkeğe nasıl baktığını, baktığından neler hissettiğini, onda neler çağrıştırdığını düzgün ve yalın bir biçimde anlatılıyor.

Evet efendim, iyi seyirler diliyorum izleyecek olanlara.
Saygılar, sevgiler...

Friday 16 April 2010

threadless

Nedir bu Threadless?

Threadless, bir online tasarlanmış t-shirtlerin satıldığı mecra diyebiliriz. Merkez USA! Tuhaf tuhaf t-shirtlerin tasarlandığı bir yer. Bir tane türk tasarımcı var hatta.
Öğrenci olmasam, bir t-shirt alabileceğim bi yer. Gerçekten güzel, ilginç tasarımlar var.
Video 1

Video 2

365 - Day 102 - Our tees get around from Threadless.com on Vimeo.

Saturday 3 April 2010

Anti christ



Anti christ, bir Lars Von Trier filmi.




Korku filmi demek uygun olacaktır bu film için..
Kutsal bilgi kaynağı(ekşisözlük)'ndan bazı inciler !

İşte fragmanı: Anti Christ!

Yaşayan Kütüphane'yi merak mı ediyorsun?

İşte son kütüphanenin videosu:

İfİstanbul kapsamında The Hall'da gerçekleşen en son(6.) kütüphane ile ilgili video!
İzlemek isteyenler buyursun efendimmm! :)

Yaşayan Kütüphane canlı kanlı tanıtılıyor bu videoda. Hadi iyi seyirler olsun... :)

Video'ya git!

Friday 2 April 2010

1 Nisan da geçti, gitti...

Ahmet Yıldız'ın duruşması...

O kadar insan duydu, etti. Bloglar oluşturuldu. Videolar çekildi.
Yapıldı, edildi de...hala babası ve Ahmet'i vuran kişi bulunamıyor! Nasıl bir çelişkidir bu ?

Seni dünyaya getiren, "onun için canımı bile veririm" , "oğluma/kızıma bir şey olsun, ölürüm" , "onun yerine bana olsun ne olacaksa!" diyen insanlar! Neredeler? Ortalıktan kayboldular birden?!
İnsanın kendi çocuğunu öldür(t)mesi ne acıdır, üzücüdür, vahimdir,... !

Namus düşkünüyüz(?) ya!

Duruşmasına gidemedim çünkü sınavıma hazırlanmak zorundaydım. İçim rahat değil gitmediğim için ama en azından onun için bir yazı yazmak istedim. Bunu yapmak saçma gelebilir, belki içimi rahatlatıyorumdur ama bunu herkes kendince dile getiredebilmeli bence, getirebildiği kadar. Yazılması, konuşulması, çizilmesi de lazım.

Ahmet, rahat uyu(yorsundur umarım... )!

Playlist'imden sevdiklerim

Vallahi ne yalan söyleyeyim, o listedeki bütün şarkıları çok seviyorum. Özellikle Shelter'ın soundtrack'leri beni böyle alıpp.. götürüyor. Filmdeki kareler aklıma geliyor, eskiler(!) aklıma geliveriyor, vs. vs. :)

Lie to me, güzeldir.
The Blower's Daughters da güzeldir. Güzel bir yazıyla beraber dinlendiğinde eğer yazı da böyle en vurucusundansa, ağlatabilen bir şarkıdır.
Şimdi aklıma gelenler bunlar.

görüşmek üzere...

Thursday 1 April 2010

Mine Vaganti



Ferzancığımın yeni filmi: Serseri Mayınlar!

O kadar uğraşamam diyorsanız, burada da izleyebilirsiniz:

Guarda il trailer Mine vaganti su Cinetrailer.it



Gaziantep'te yapmış galasını. Bence hoş bir hareket olmuş. Çok merak ediyorum nasıl olduğunu. Bütün filmlerini seyrettim ama böyle içimde bir heyecan var onu izlemek adına. Cuma günü sınavdan sonra hemen bir sinemaya gideceğim. Bu eksikliğimi gidermem gerekiyor. :)
Konusunu falan yazmıyorum. Heryerde yazıyor. Bi zahmet okuyabilirsiniz. :)
buyrun : Serseri Mayınlar

Bedük'ün yeni albümü: GO!



Bedük'ün yeni albümü efenim! :)

Shake that thing, Electric girl parçalarını çok beğendim. Hareketlendiriyor insanı.
Önceki albümlerine göre sound daha iyi gözüküyor. Albüm'ün ilk klibi için Ankara'da bir fetiş ürünleri üreten/yapan bir yerle anlaşmışlar klipte kullanılan lateks kıyafetler için. Klipteki kız -yazık! :)- 20 dk'da bir çıkartmış kıyafeti.

dinamo fm'deydi dün akşam Bedük. oradan haberim oldu :)
yüksek sesle dinlendiğinde o söylediğim iki parça hoş oluyor, tavsiye edilir. apartmanda yaşıyorsanız, biraz ses konusunda dikkatli davranmanız da tavsiye edilir :)

hadi görüşürüz!

Cafe Fernando

hazır mutfaktan bahsediyorum. dün akşam benim canım arkadaşım Erbil sağolsun hatırlattığı bir blogu paylaşmak istiyorum: "Cafè Fernando"

Cafe Fernando, 4 yaşını kutluyormuş. dün akşam blogu gezerken ben de öğrendim. sık sık takip ediyorum ama öylesine güzel bir blog olduğunu daha ilk sene meşhur olduğundan beri biliyorum. tarif için ilk baktığım sitelerden birisi. ama dün kek yapmadan önce tarif bulmak arayıp tararken neden aklıma gelmedi de, Erbilciğim söylediğinde hatırladım..bilemiyorum. olsun, girip bakıverdim hemen. Fernando'ya bakmadığımdan dolayı kekim olmadı galiba. bir dahakine söz: Cafe Fernando'ya bakacağım ilk olarak! :)

işte: Cafe Fernando

Monday 8 March 2010

Şahika günleri

Şahika defileye çıkar ve Yaprak'la Fatoş'u mor(s) eder!
Video 1

İşte o defile anı!
Video 2

Eskilere dönülür ve Abba- Money money money!
Video 3

Wednesday 24 February 2010

Kahve ile ilgili


2010 Türkiye Kahve Festivali'ne katıldım ve çok güzel kareler yakaladım. Tanımadığım kahveleri tadımladım. Değişik bir deneyim oldu. Türkiye böyle bir festivalin olması da ayrıca sevindirici bir durum.
Sultanahmet Binbirdirek Sarnıcı'ndaydı.
Barista yarışması düzenlenmişti. Onu izledik. Organizasyonu çok amatör buldum. İlk olmasına bağlıyorum bunu. Reklam yetersizdi, gelen firmalar da çok bilinmedikti, vs. vs.

Orada edindiğim bir siteyi paylaşmak istiyorum hemen:
BARİSTA SEPETİ

Daha pek inceleme fırsatım olmadı ama kahve konusunda faydalanılacak bir site olduğunu sezdim. :)

Makineler harika! Bayıldım. Ev tipi(Sylvia) var. Ondan almak istiyorum! :)

Şimdilik bu kadar...

Thursday 21 January 2010

I am what I am / Neysem oyum!

I AM WHAT I AM

Or here you can watch it:


Here the lyrics:

I am what I am
I am my own special creation
So come take a look
Give me the hook
Or the ovation
It's my world
That I want to have a little pride
My world
And it's not a place I have to hide in
Life's not worth a dam
Till I can say
I am what I am

I am what I am
I don't want praise I don't want pity
I bang my own drum
Some think it's noise I think it's pretty
And so what if I love each sparkle and each bangle
Why not see things from a different angle
Your life is a shame
Till you can shout out I am what I am


I am what I am
And what I am needs no excuses
I deal my own deck
Sometimes the aces sometimes the deuces
It's one life and there's no return and no deposit
One life so it's time to open up your closet
Life's not worth a dam till you can shout out
I am what I am

I am what I am

I am what I am
And what I am needs no excuses
I deal my own deck sometimes the aces sometimes the deuces
It's one life and there's no return and no deposit
One life so it's time to open up your closet
Life's not worth a dam till you can shout out
I am what I am

I am I am I am good
I am I am I am strong
I am I am I am worthy
I am I am I belong

I am

I am

Who whoooo etc.
I am

I am I am I am useful
I am I am I am true
I am I am somebody
I am as good as you

Yes I am


This song comes from my special buddy :)

Thanks for all your communions..

Saturday 16 January 2010

Yaşayan Kütüphane The Hall'da!

Buyrun efendim Facebook linki!

13 - 14 - 16 Şubat günlerinde gezip görebilir, kitaplardan okuyabilirsiniz.

yaşayan kütüphane

Thursday 7 January 2010

kahve ve makarna!




Kahve ve makarna!
Benim favorilerim!..

Kahve serüvenimle başlayayım yazıma- pek serüvene benzemese de..
Kahve'ye gerçek anlamda Tchibo ile başladım. Şuanda Tchibo'da olmasam da kahve konusunda kendimi geliştireceğim kesin. Bugün bir filtre kahve makinesi almayla bu işe başladım. Gerçekten kahve ve makarna'yı çok seviyorum. İkisini de öylesine bir ürün olarak göremiyorum. Makarna sossuz, kahve ise yeni çekilmezse hiç tadı olmaz mesela.

Filtre kahve önerileri:
Jacobs(Aroma, Monarch) ,
Tchibo(Sert sevenler için: Africa Intense ve Guatemala Medium, Yumuşak içimli sevenler için: Brazil Mild ve Shatten Wild, Aromatik sevenlere ise: Wiener Melange)

Her kahve markasının kendine göre bir yelpazesi bulunmakla beraber tatları da değişmekte doğal olarak. O yüzden bir markada sabit kalıp onda devam etmek damak tadı açısından daha etkin bir çözüm olabilir. Yarı kahve uzmanı olarak :) bunları paylaşmak isterim.

Makarna önerilerim ise:
Barilla,
Pastavilla,
Arbella.

Makarna ise, kişi sayısına göre pişirilirse daha taze yenmiş olunur böylece tadı daha çok alınmış olur. Tek öğünlük pişirilmesi de çok önemli bir detaydır. Bizler genelde kocaman bir tencerede pişiriveririz. "Yenir" niyetiyle bol bol yaparız ama yenmez, israf da etmiş oluruz. Yukarıda saydıklarım makarna işinde gerçekten iyi markalardır. Arbella çeşit konusunda biraz zayıf olsa da diğer ikisi mükemmeldir. Çeşit ve tat konusunda. Bir de çok harlı harlı kaynatmamak gerek.. azıcık İtalyan usülü(biraz sert) olmalı. Kendi annemden biliyorum.. Barilla marilla almasa da... çok kaynattıkları için makarna kendinden geçiyor ve dağılıyor. E, bu da hem güzel bir görüntü değil, hem de tadı da kaçıyor.

Naçizane fikirlerimi paylaştım.
Herkese sevgiler...bol makarnalı, kahveli günler dilerim! :)

Belki ilerde "Kahve ve Makarna" diye bir yer açarım..belli mi olur!.. :)