Tuesday 28 September 2010

Yakında! / Soon!

Yakında kek satışım başlayacaktır.

Bilgilerinize,

Sunday 26 September 2010

Moka Pot'u nasıl kullanmalıyız ?

Merhaba,

Bir kahve tutkunu(manyağı falan da diyebiliriz) olarak yeni öğrendiğim bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Moka Pot'unda kahve pişirmek. Kahve yerine espresso da diyebilirim ama türkçe olmasını istedim :)

Öncelikle size Moka cezvesi ile ilgili birkaç resim paylaşacağım ;)
Şöyle sıraladım:







İngilizce bir kaynaktan öncelikle nasıl kullanılması gerektiğini anlatan bir yazı paylaşacağım, sonra da aşağıda göreceğiniz bir video'yu... Kendim de biraz anlatmaya çalışacağım, umarım anlatırım :)

Şu video: :)
Bu video, PARISI adında bir kahve üreticisinin Moka cezvesini kullanarak nasıl bir espresso yapılır onu anlatıyor bize.



Moka cezvemiz, 3 bölümden oluşuyor. Alt bölüm suyu koyduğumuz yer, orta bölüm kahvemizi çektikten sonra koyduğumuz yer, üst bölüm ise kahvemizin demlenerek, süzülerek, filtre edilerek biriktiği yer oluyor.
Alt bölümden başlayarak anlatayım. Bu söylediklerimi şu söylediğim yabancı kaynaklı yazıdan alıntı yaparak anlatıyorum, baştan söyleyeyim :)
Alt bölümü suyla dolduruyoruz ilk olarak. Sonra orta bölümü yerleştirip kahvemizi döküyoruz. Döktükten sonra Moka cezvemizi çevirerek kapatıyoruz. İşlem bitti.
İşlem bitti diyoruz ama su ile ilgili küçük bir detayımız var. Çoğu yerde soğuk su ile yapmamızı öneriyorlar fakat eğer zamanımız kısıtlıysa kettle ile suyumuzu tam kaynatmadan alıp alt bölüme dökersek daha az koyulukta bir kahvemiz olur ve daha uzun süre kalıcı bir yalıtım sağlamış olursunuz.

Görüşmek üzere...

not: Moka'yı ilk dizayn eden kişi ve bunu piyasaya süren firma için şu siteye bakabilirsiniz.
not 2: Cappuccino hazırlamak için ise şu videoyu izlemenizi öneriyorum.

Saturday 18 September 2010

"tefekküre dalmak"

Bu yeni öğrendiğim bir eylem, deyim, ne dersek diyelim...
Aşk'ta Şems-i Tebrizi ile Rumi'nin çokça yaptığı şey bu, tefekküre dalmak!
Düşünceye dalmak, derin düşünmek anlamlarına geliyor.
Ne kadar güzel değil mi?

Çoğu zaman ben de tefekküre dalarım, çoğu şeyi içimde biriktirir, çoğunu bir yerlere yazarım ve rahatlatırım yüreğimi, ruhumu. Bazen söylemek istemezsin, bazen de onlar içinde duramaz, çıkartırsın. Bir bakmışsın, karşında duruyorlar.

Tefekküre dalmak, normal, evde oturup bir düşünceye dalmak gibi değil belki de...
Daha çok Hak yolunda düşünmek, düşüncelere dalmak manasında olmalı. Gerçekten düşünceye dalmak, O'nu düşünmek, O'nun hakkında düşünmek, Aşk hakkında düşünmek, vs. vs. daha çoğaltılabilir bu.

Aşk'ı okumayı henüz bitirdim ama aklım hala orada. Bitmemesi için yavaş yavaş okudum. Çoğu kez yapıyorum bu taktiği. Onun içinde biraz daha kalabilmek istiyorum. Sanki bir film izliyorum ya da film setindeyim ama bitmesini istemiyorum. Bir sahne daha çekelim, bir sahne daha...

İçimde tuhaf bir şey var, sıkıntı mı desem..hüzün mü desem.. ne desem bilemedim. Ağlamak geldi içimden bir ara. Bir iki saat önce.