Friday 23 April 2010

recently reading








James Baldwin - Başka bir ülke / Another country

23 Nisan

Sevişin çocuklar, öpüşün çocuklar!
23 Nisan Kutluuuu olsunnn... :)

Tuesday 20 April 2010

A Single Man

A Single Man
Tek Başına Bir Adam

Bugün bilet alırken bilet kesen kızla da esprisini yaptığım film başlığını az kalsın yaşıyordum. Bilet alırken filme 25 dakika vardı ve kimsecikler yoktu. Bir tek ben vardım izleyecek. Sonra biraz atıştırdıktan sonra salona geldiğimde birazcık dolmuştu. :( Tek Başına Bir Adam olamayacaktım. Neyse... :)

Hemen bir fragmanı koyuyorum izlemek isteyenlere aşağıya.
Trailer / Fragman
Trailer / Fragman 2

Filmdeki oyuncuları tanıtalım öncelikle. Görselleri göstereyim şimdi :)

Colin Firth




Julianne Moore



and

Matthew Goode




Burada Matthew'in yanındaki Tom Ford!

Colin Firth'ü Bridget Jones' Diary 'den biliyoruzdur. Bilmesek de artık biliyoruz :) Çok yakışıklı olmasa da karizmatik bir herif işte. Christopher Isherwood'un kitabında çizdiği George Falconer karakterini iyi oynamış. Ama iyi bir eleştiri için belki filmi bir kez daha izlemek lazım olabilir. Benim hoşuma gitti. Kendimden bazı parçalar da buldum belki o yüzden hoşuma gitmiş olabilir tabii. :)

Julianne Moore ise Savage Grace (Savage Grace ile ilgili Sundance'ten başka bir fragman)'ten biliyoruzdur. Bu film de çok harikaydı. Müthiş oynamıştı kadın ya. Ben bu kadının gülüşüne hayranım. Çok şehvetli gülüyor ve çok güzel bakıyor. Seks sahnelerinde de bir o kadar başarılı bir hanfendi kendisi! :)Çok beğeniyorum yani. Burada da iyi bir performans göstermiş. Colin Firth de, Julianne Moore da...

Matthew Goode'yi pek tanımıyorum. Bu filmde gördüm o yüzden ona bir yorum yapamayacağım. Ama bu filmle oscar ödülü aldıysa Colin Firth, demekki güzel bir film yapılmış demektir. Bence izlemek lazım. Ben izledim, sıramı savdım. :)

İzlenmesi gereken bir film gerçekten. Geriye dönüşler güzel. Başta pek duygusal gibi gelmiyor ama sonra öyle sahneler var ki (benim ağlayabildiğim) insanın dikkatini çekiyor. Tom Ford'a da bir teşekkür etmek lazım. Filmi finanse ettiği için. Tebrik ediyorum yani. Çok cüretkar sahneler vardı. Önden bir adam bir ara "cık cık.." yaptığını duydum. :)
Madem film izleyeceksin, bir okuyup da gel dimi? Paldır küldür giriyorlar filme sonra da cık cık cık! :D Girme kardeşim o zaman :D

Rahatça eşcinselliği işlediğini görebiliyorsunuz yönetmenin. Eşcinsel bir erkeğin bir erkeğe nasıl baktığını, baktığından neler hissettiğini, onda neler çağrıştırdığını düzgün ve yalın bir biçimde anlatılıyor.

Evet efendim, iyi seyirler diliyorum izleyecek olanlara.
Saygılar, sevgiler...

Friday 16 April 2010

threadless

Nedir bu Threadless?

Threadless, bir online tasarlanmış t-shirtlerin satıldığı mecra diyebiliriz. Merkez USA! Tuhaf tuhaf t-shirtlerin tasarlandığı bir yer. Bir tane türk tasarımcı var hatta.
Öğrenci olmasam, bir t-shirt alabileceğim bi yer. Gerçekten güzel, ilginç tasarımlar var.
Video 1

Video 2

365 - Day 102 - Our tees get around from Threadless.com on Vimeo.

Saturday 3 April 2010

Anti christ



Anti christ, bir Lars Von Trier filmi.




Korku filmi demek uygun olacaktır bu film için..
Kutsal bilgi kaynağı(ekşisözlük)'ndan bazı inciler !

İşte fragmanı: Anti Christ!

Yaşayan Kütüphane'yi merak mı ediyorsun?

İşte son kütüphanenin videosu:

İfİstanbul kapsamında The Hall'da gerçekleşen en son(6.) kütüphane ile ilgili video!
İzlemek isteyenler buyursun efendimmm! :)

Yaşayan Kütüphane canlı kanlı tanıtılıyor bu videoda. Hadi iyi seyirler olsun... :)

Video'ya git!

Friday 2 April 2010

1 Nisan da geçti, gitti...

Ahmet Yıldız'ın duruşması...

O kadar insan duydu, etti. Bloglar oluşturuldu. Videolar çekildi.
Yapıldı, edildi de...hala babası ve Ahmet'i vuran kişi bulunamıyor! Nasıl bir çelişkidir bu ?

Seni dünyaya getiren, "onun için canımı bile veririm" , "oğluma/kızıma bir şey olsun, ölürüm" , "onun yerine bana olsun ne olacaksa!" diyen insanlar! Neredeler? Ortalıktan kayboldular birden?!
İnsanın kendi çocuğunu öldür(t)mesi ne acıdır, üzücüdür, vahimdir,... !

Namus düşkünüyüz(?) ya!

Duruşmasına gidemedim çünkü sınavıma hazırlanmak zorundaydım. İçim rahat değil gitmediğim için ama en azından onun için bir yazı yazmak istedim. Bunu yapmak saçma gelebilir, belki içimi rahatlatıyorumdur ama bunu herkes kendince dile getiredebilmeli bence, getirebildiği kadar. Yazılması, konuşulması, çizilmesi de lazım.

Ahmet, rahat uyu(yorsundur umarım... )!

Playlist'imden sevdiklerim

Vallahi ne yalan söyleyeyim, o listedeki bütün şarkıları çok seviyorum. Özellikle Shelter'ın soundtrack'leri beni böyle alıpp.. götürüyor. Filmdeki kareler aklıma geliyor, eskiler(!) aklıma geliveriyor, vs. vs. :)

Lie to me, güzeldir.
The Blower's Daughters da güzeldir. Güzel bir yazıyla beraber dinlendiğinde eğer yazı da böyle en vurucusundansa, ağlatabilen bir şarkıdır.
Şimdi aklıma gelenler bunlar.

görüşmek üzere...

Thursday 1 April 2010

Mine Vaganti



Ferzancığımın yeni filmi: Serseri Mayınlar!

O kadar uğraşamam diyorsanız, burada da izleyebilirsiniz:

Guarda il trailer Mine vaganti su Cinetrailer.it



Gaziantep'te yapmış galasını. Bence hoş bir hareket olmuş. Çok merak ediyorum nasıl olduğunu. Bütün filmlerini seyrettim ama böyle içimde bir heyecan var onu izlemek adına. Cuma günü sınavdan sonra hemen bir sinemaya gideceğim. Bu eksikliğimi gidermem gerekiyor. :)
Konusunu falan yazmıyorum. Heryerde yazıyor. Bi zahmet okuyabilirsiniz. :)
buyrun : Serseri Mayınlar

Bedük'ün yeni albümü: GO!



Bedük'ün yeni albümü efenim! :)

Shake that thing, Electric girl parçalarını çok beğendim. Hareketlendiriyor insanı.
Önceki albümlerine göre sound daha iyi gözüküyor. Albüm'ün ilk klibi için Ankara'da bir fetiş ürünleri üreten/yapan bir yerle anlaşmışlar klipte kullanılan lateks kıyafetler için. Klipteki kız -yazık! :)- 20 dk'da bir çıkartmış kıyafeti.

dinamo fm'deydi dün akşam Bedük. oradan haberim oldu :)
yüksek sesle dinlendiğinde o söylediğim iki parça hoş oluyor, tavsiye edilir. apartmanda yaşıyorsanız, biraz ses konusunda dikkatli davranmanız da tavsiye edilir :)

hadi görüşürüz!

Cafe Fernando

hazır mutfaktan bahsediyorum. dün akşam benim canım arkadaşım Erbil sağolsun hatırlattığı bir blogu paylaşmak istiyorum: "Cafè Fernando"

Cafe Fernando, 4 yaşını kutluyormuş. dün akşam blogu gezerken ben de öğrendim. sık sık takip ediyorum ama öylesine güzel bir blog olduğunu daha ilk sene meşhur olduğundan beri biliyorum. tarif için ilk baktığım sitelerden birisi. ama dün kek yapmadan önce tarif bulmak arayıp tararken neden aklıma gelmedi de, Erbilciğim söylediğinde hatırladım..bilemiyorum. olsun, girip bakıverdim hemen. Fernando'ya bakmadığımdan dolayı kekim olmadı galiba. bir dahakine söz: Cafe Fernando'ya bakacağım ilk olarak! :)

işte: Cafe Fernando